![]() |
| İnternette aşırı indirim, düşük satışlara çare değil. |
(İş Bankası yayınları'na gönderdiğim e-posta)
Sayın İlgililer,
Yukarıdaki görüntüyü İşBankası Yayınları'nın sitesinden aldım. 15 Yıllık bir bir kitabevi sahibi olarak şunu söylemek zorundayım: Kitapçılar, internette bu şekilde satış yapan ya da yaptıran yayınevlerinin ürünlerinden uzak durmaktadır. Yoksa, dağıtımdan % 35 indirimle alabilecekleri bir kitabın internette bu indirimle satılması, onları müşterileri önünde çok sevimsiz bir durumda bırakacaktır.
Bu bir yana, bu yayınevleri hiç hesap kitap yapmaz mı? Türkiye'de ve dünyada internet ortamındaki kitap satışları, toplam satışın % 10'u civarındadır. Basılı kitapların % 90'ı kitabevlerinden alınmaktadır. Geniş kitlelere ulaşmak isteyen bir yayınevi için internette satış, % 90'lık bir oran karşısında, bir seçenek bile değildir. Daha basit soralım: 10 bin adet basılmış bir kitap 1000 adet satılsa mı iyidir, 9000 adet satılsa mı iyidir? 5000 mi, yoksa 50 000 mi daha büyüktür?
İnternetten kitap satışıyla yayınevine para kazandırmak planı, hayalden öteye geçemez. İnternetten kitap satışı öyle çok para getiren bir iş olsaydı, örneğin D&R kitabevi zincirlerinin sahipleri, mağazaları kapatır, sadece internetten satış yapardı. Onca kira, personel ve vergi masrafından da kurtulmuş olurlardı.
Jeff Bezos'un kurduğu ünlü Amazon sitesini bilirsiniz. Amazon'dan kitap satış sitesi olarak bahsedilmesi, herhalde en çok Bezos'u güldürür. Evet, bu site ABD'deki tüm basılı kitap satışının % 15'ini yapmaktadır, ama bu oran, devasa alışveriş sitesinin yıllık cirosunda fazla önemli bir yer tutmaz. Öyle ki, giriş sayfasında kitabın adı bile geçmez. Jeff Bezos, yakın gelecekte kitap satışlarını sadece Best-Seller türüyle sınırlamayı düşündüklerini bile açıkladı. Kendi kitap okuma cihazını (Kindle) geliştiren ve piyasa değeri 20 Milyar Dolar olduğu söylenen bir devden bahsediyoruz.
Görüldüğü gibi, internet alışveriş siteleri, yayınevlerinin dostu değildir. Bu siteler, %10'luk pazar paylarından olabildiğince çok büyük oran koparmak için yayınevlerini zorlar ve asıl bağlantıda olmaları gereken kitabevlerini unutturmaya çalışırlar. Sonuç, her zaman hayal kırıklığıdır.
Yayınevleri, internet sitelerini bırakıp, ürünlerini kitapçı raflarına yerleştirmenin yollarını aramalıdır. Ülkenin her bölgesinde güçlü dağıtımcılar yok mu? Var. İşte onlarla daha yakın ilişkiye girip, çalıştıkları kitabevlerine daha fazla ve daha sık ürün ulaştırmalarını sağlamak gerekir. Ancak, iş dağıtıma kitap göndermekle bitmiyor. Bölgedeki kitapçıların da bundan haberdar olması gerekir. Benim önerim, yayınevlerinin, her bölgede kendi elemanlarını görevlendirip, ilçe ilçe kitabevlerini dolaştırması. Böylece, yeni yayınlarının tanıtımını (afiş, katalog vb) yaptırabilir, satış durumunu gözleyebilir veya varsa kampanyalar sunabilir. Hatta yayınevleri aralarında anlaşırsa, bunlar ortak eleman olarak da tutulabilir. Türkiye'de 1500 civarında kitabevi olduğu tahmin ediliyor. Asıl kitap satışı buralarda olmaktadır. Örneğin böyle bir temsilci benim kitabevime gelse, çok memnun olurum. Herkes memnun olur.
Son olarak, yayınevlerinin bir yanlışına daha değinmek istiyorum. Yılın belli dönemlerinde "Kitap fuarı" adı altında, perakende kitap satılması, yine toplam kitap satışını baltalayan bir olaydır. Üç beş fuar, daha sonra, yılın büyük bölümünde kitabı nerede satacaksınız? Öyleyse, satışlarını 'patlatmak' ve dağ gibi olmuş stokları çabucak eritmek isteyen yayınevleri ne yapmalı?
Çözüm, yine kitabevlerinden geçiyor. Yayınevleri de, tıpkı kırtasiye şirketlerinin yaptığı gibi, bölgelerde kitabevleri için fuarlar düzenlemeli ve uygun koşullarda blok satışlar yapmalı. Kitabevleri için özel fuarlar düzenleyip büyük satışlar yapmak varken, perakendeyle uğraşmak, çok yanlış değil mi.





























